Ölümsüzlük Mantarı: Reishi - Türkiye'de Üretiyoruz.
Kırmızı Reishi Mantarı Bağışıklık sistemini güçlendirerek sağlığınızı korumaya yardımcı olur, içeriğindeki aktif maddelerle birçok hastalığın tedavisinde destekleyici olarak kullanılır.
Siz Neden Kullanmalısınız? Doktorlar ne Tavsiye Ediyor? Kırmızı Reishi
Ganoderma lucidum, Ling Zhi olarak da bilinen Reishi mantarı geleneksel Çin ve Japon tıbbında ilaç olarak kullanıldığı bilinen en eski mantar türüdür ve 2000 yılı aşkın süredir kullanılmaktadır. Reishi mantarı, birçok rahatsızlığa karşı etkinliği ve bağışıklık sistemini güçlendirici mucizevi etkisi nedeni ile uzun ve sağlıklı yaşamın şartı olarak kabul görmüş ve 'Ölümsüzlük Mantarı' olarak adlandırılarak Uzakdoğu'da asırlar boyunca sadece imtiyazlı grubu oluşturan hanedanlar ve çocukları tarafından tüketilebilmiştir.

Son yıllarda yapılan birçok bilimsel ve tıbbi araştırma sonucunda;

antioksidanlarca zengin olduğu,
bağışıklık sistemini destekleyip güçlendirdiği,
hücreleri yenilediği, kan dolaşımını harekete geçirdiği,
vücuttaki toksinlerin atılmasında,
vücut fonksiyonlarını düzenlemede yardımcı olduğu
kanıtlanmıştır.



Özet olarak;

İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Soner Dileklen diyor ki;
"Uzakdoğu'nun yanısıra artık Avrupa ve Amerika'nın önemli üniversitelerinde yapılan araştırmalarda çok olumlu sonuçlar alındı. Reishi mantarı birçok kanser tedavilerinde kullanılmaya başlanmış."

"Kırmızı Reishi Mantarının en büyük özelliği Bağışıklı Sistemi üzerinde ciddi katkılar yapması, bağışıklık sistemini güçlendirmesi."

"Kanserden tutun, gribal hastalıklar, karaciğer hastalıkları, şeker hastalığı gibi birçok hastalığın temelinde bağışıklık sistemindeki bozuklukluklar yatıyor. Bilimin ileride amacı da bağışıklık sistemini güçlendirerek hastalıklarla mücadele etmektir."

"Bu mantar Türkiye'de yeni üretime başlandı, daha önce Çin'den Japonya'dan tablet şeklinde kimyasal maddeler içererek geliyordu. Bugün artık reishi mantarı İstanbul - Türkiye'de doğadaki şartlarına uygun olarak bilimsel yöntemlerle üretiliyor."

"Reishi mantarı haplar yerine doğal mantarın kendisini kaytarak özütünü çıkartarak kullanmak çok daha mantıklı, çünkü doğal.."

"Kırmızı Reishi mantarıyla ilgili biz de araştırmalara başladık, hastalarımızda da denedik. 15 gün içinde etkileri görülüyor ve 2 ay içinde de kişiler kendileri çok daha olumlu ve iyi hissettiklerini bize belirtiyorlar."

"Normal bir tedavi gören bir kişi Reishi mantarını içip de ilaçlarını bırakacak diye birşey yok, bu tedaviler destek tedavileridir ve normal tedavileriyle birlikte kullanılır."

"Yapılan araştırmaları incelediğimizde;

Kemoterapi tedavisi gören hastaları çok sıkıntıya sokan yan etkilerinde %40-50 gibi çok ciddi oranlarda azaldığını gördük.
Şeker hastalarında şeker oranlarının tedavileriyle beraber %30-40 azaldığını görüyoruz.
Karaciğer yetmezliği ve karaciğer hastalarında karaciğer enzimlerinin düştüğünü görüyoruz.
Kan sulandırıcı etkisi kalp hastalarında çok önemli etkiler gösteriyor."
"Tedavileriyle birlikte doktor kontrolünde kullanıldığında sonuçlar çok başarılı."

Dr. Soner Dileklen'in reishi hakkındaki görüşlerini, Mesut Yar'ın sorularına yanıtlarını yukarıdaki videoyu izleyerek görebilirsiniz. Bu konuda yürütülen araştırmalar hakkında bilgi alabilirsiniz.

Biz de KırmızıReishi olarak doktorlarımızla birlikte çalışarak, kırmızı reishi mantarı hakkında yaptıkları tüm araştırma ve çalışmalara elimizden gelen tüm desteğimizi veriyoruz. Amacımız Uzakdoğu'da olduğu kadar Avrupa ve Amerika'da kabul görmeye başlayan bu mantarı bilimsel yollarla Türk halkına tanıtmak ve en doğal haliyle ulaştırmak.




Ölümsüzlük Mantarı: Reishi - Türkiye'de Üretiyoruz.
Kırmızı Reishi Mantarı Bağışıklık sistemini güçlendirerek sağlığınızı korumaya yardımcı olur, içeriğindeki aktif maddelerle birçok hastalığın tedavisinde destekleyici olarak kullanılır.
Reishi Mantarı ile ilgili her konuda;
Bize Ulaşın

Reishi Mantarı ile ilgili detaylı bilgi almak ve nasıl satın alabileceğinizi öğrenmek için lütfen bizimle irtibata geçin:

ERKEL Bilişim Reklamcılık Gıda
Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.


Ücretsiz Destek Hattı

0800 261 6543


İletişim Hattı

0216 3076345


bilgi@kirmizireishi.com


Sorumlu:
Nevzat ERKEL (Kimya Mühendisi) - 0532 6588465
Refiye ERKEL (Kimya Mühendisi) - 0533 6296964



Adres:
Velibaba Mah. Devran Sok. No 16/A Pendik
İstanbul - Türkiye


Danimarkalı bilim adamları kanserle mücadelede önemli bir tedavi yöntemi geliştirdi.
RNA 129 adlı mikromolekülün şırıngayla kanser hücrelerine aktarılması durumunda bu hücrelerin 24 ila 48 saat içinde yok olduğu tespit edildi.
Danimarka’nın ikinci büyük kenti Aarhus’ta bulunan Skejby Üniversite Hastanesi’nde kanser üzerinde araştırma yapan bilim adamları, kanser hücrelerini 48 saat içinde yok edecek yeni bir tedavi yöntemi geliştirdi.

Kopenhag Üniversitesi’nde araştırmacı olarak görev yapan Aslı Silahtaroğlu adlı Türk kadın profesörle çalışmalar da yapan Skejby Üniversite Hastanesi proföserlerinden Torben Örntoft, özellikle uzun yıllardır bilinen mikro moleküller etrafında bulunan bir mikromolekül tabaka üzerinde araştırma yaptıklarını söyledi. Örntoft, RNA 129 adlı mikromolekülün şırıngayla kanser hücrelerine aktarılması durumunda kanserli hücrelerin 24 ila 48 saat içinde yok olduğunu tespit ettiklerini söyledi. Milliyet'in haberine göre Danimarkalı bilim adamlarının bu buluşunun özellikle mesane kanseriyle mücadelede etkili olacağı, ekibin kalın bağırsak kanserinde de aynı buluşu yaptığı bildirildi.

Japonya’da denenecek

RNA mikromoleküllerin bulunmasıyla müdahale edilecek moleküllerin belirlendiğine değinen Prof. Örntoft, bundan böyle bilinçli olarak kanser hücrelerinde yapılmak istenen müdahalede etkili olunacağını ifade etti. Prof. Örntoft ayrıca, 10 yıl öncesine kadar söz konusu mikromoleküllerin kanserdeki öneminin bilinmediğini, şimdi ise birçok ülkede bilim adamlarının kanser tedavisinde bunun önemini kavradığını söyledi.

Danimarkalı bilim adamlarının, Amerika ve İngiltere’de yapılan konferanslarda elde ettikleri bu sonucu ortaya koydukları bildirildi. Japonya’da bu konuda önde gelen bir kanser merkeziyle birlikte pratikte RNA 129 mikromolekülün kanserli hücreleri nasıl yok edeceği denemesinin yapılacağı kaydedildi. Danimarkalı bilim adamlarının bu buluşu dün piyasaya çıkan “Molecular Cancer Research” dergisinin kapağında yayımlandı.

Programlı hücre ölümü sağlanıyor

Bilim Üniversitesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gökhan Demir, RNA gen ekspresyonu olarak adlandırılan bu yöntemin 2000 yılında keşfedildiğini ve o günden bugüne pek çok araştırma başlatıldığını belirterek, şunları söyledi: “Onkoloji alanında RNA’yı hedefleyen tedavi yaklaşımları konusunda birtakım laboratuvar yöntemleri, son yıllarda çok araştırılıyor. Hatta bu konuda 2007’de biri İngiliz, diğeri Amerikalı iki araştırmacı Nobel ödülü aldı. Normalden fazla ya da az çalışan mikro RNA’lar var. Bunları kullanarak kanserli hücreyi yok etmek ya da suskun hale getirmek fikri ortaya çıktı. Bugün RNA molekülleri kullanılarak, ki mikro RNA’lar deniyor bunlara, kanserli hücrelerin içindeki birtakım genler kapatılıyor. Yani kanserli hücre ‘apoptosis’ denilen programlı hücre ölümüne sokulabiliyor. Bu RNA bazlı ajanlar laboratuvar aşamasında çalışılıyor. Pek çok çalışma var ancak henüz tedavi amaçlı kullanılmaya başlanmadı. Ama çok önemli adımlar atılıyor. Çok yakın zamanda birtakım genetik tedavilerin onay alması öngörülüyor.” Son 3-4 yıldır öldürücü bir cilt kanseri olan “melanom” için insanlar üzerinde klinik çalışmaların da yapıldığını belirten Prof. Demir, laboratuvar düzeyinde de meme, akciğer, kolon (kalın bağırsak) kanserleri konusunda da umut verici çalışmaların sürdüğünü ekledi.

Daha çok erken

Tıbbi Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Ahmet Demirkazık ise çalışmanın Cancer Research dergisinde yayımlanmasının insan üzerinde değil laboratuvar ortamında çalışıldığı anlamına geldiğini belirterek, “Bu aşamada umutlanmak için daha çok erken. Laboratuvar aşamasında çok umut veren çalışmaların çoğu klinik aşamaya geçildiği zaman başarısız oluyor” dedi. Bu hafta dünyanın en büyük kanser kongresi olan Amerikan Klinik Onkoloji Derneği (ASCO) Kongresi’nin yapılacağını hatırlatan Prof. Dr. Demirkazık, “En önemli bildiriler orada sunulacak. Eğer böyle bir çalışmayla ilgili sunum yapılırsa haberimiz olur. Oradan çıkan sonuçlar bizim için önemlidir” diye konuştu.
Kaynak: SHABER